
İçimdeki ceylan kadın hayallerini kokladı. İki duvarı nefes, iki duvarı ahenk olan yalnızlık odasında, sessizliğin içine uzandı. İncelikli, suskun ve huzurlu. Yalnızlığı bir tuzak sanıp paniklediğim günleri hatırladı benimle. Kalabalıklardan kendime ördüğüm duvarları, içine girip saklandığım çukurları, kafamdaki kadar hızlanamazsam düşerim telaşımı…Beraber yürüyeceğimiz yollar için elini tutuyorum ve susuyorum. Kalp sesim bir duyuluyor, bir kayboluyor, bir duyuluyor, bir kayboluyor…Kendi kalbimin sesinde kayboluyorum.
Kim bilir kendime devirdiğim kaç cümlenin altında kaldım. Kendimi bu kadar ciddiye almaktan yorulduğumu anlayana kadar. Hiç tutulmamış sözler verdim kendime, hiç uyulmamış kanunlar yazdım, hiç sığamayacağım kapların içine girmeye çalıştım. İlk bakışta zulüm! Boşuna! Bıraksaydım nefesimi, akacaktım; bıraksaydım, içimdeki kafesle daha çabuk buluşacaktım. Artık, hayatı gözkapaklarımın ardından seyredebileceğimi biliyorum.
İçimdeki ceylana yetişemeyebilirim!
İçimdeki ceylana yetişemeyebilirim!
İçimdeki ceylana yetişemeyebilirim!
Bugün durur, yarın yine koşabilirim!
Tüm ceylanlar hızlıdır, sen nefesi hatırla!