
İçimdeki tilki kadın ininden çıktı. İddiasız ama dik başlı. O da yok olmamıştı; tıpkı gücünü, ölçüsüzlük saydığım fil ve özgürlüğünü, evsizlik sandığım kelebek gibi, duruyordu içimde bir yerlerde. “buradayız” demek için, kendime yaptığım baskının bitmesini beklemişlerdi. Kendime her şeyimle alışabilmemi… Kendi yakamdan düşebilmemi… Ne zaman hayatın bir alanında sıkışsam, uğursuzluğuna inandığım başka bir yanımı kuyruğundan tutup içimdeki kafese tıktım; zorlaya, zorlana. Bana itaat ederlerse belki daha mutlu olabilirim!
Oysa sınırsızlık da vardı hayatın içinde, bağımlılık da…Uçtuğum günler de olacaktı, hiçlik de kaybolduğum da. Vahşi de olacaktım, masum da…Hepsi ile bir bütündüm, hepsi ile işlevsel. Ne benim, ne de hikayemin bir üniformaya sığmaya ihtiyacı vardı. Hayatın, haznesinin ne kadar geniş olduğunu biliyorum.
Artık tüm başarısızlıklarım için kendimi affedebilirim.
İçimdeki tilkiyi evcilleştirmeden sevebilirim.
İçimdeki tilkiyi evcilleştirmeden sevebilirim.
İçimdeki tilkiyi evcilleştirmeden sevebilirim.
Tüm tilkiler yalnızdır, sen asaletini hatırla!
Çok güzel, elinize sağlık🦋💫
BeğenLiked by 1 kişi