
…İçimdeki kelebek kadın, kanatlarından renkli tozlar saçarak kozasından çıktı ve sabah dağınıklığımın üzerine kondu. Köksüz, telaşsız ve sınırsız… Hem bırakmadığım, hem de yük saydığım şeylere baktı benimle. Çay bardağımın yanında kalmış kaygılarıma, bu ara hiç susmayan iç kavgalarıma ve yere düşen saçlarıma…Umursamadı sadece uçtu, yeniden kondu; uçtu, yeniden kondu; uçtu, uçtu, uçtu…
Kendi sınırlarımın bağımlısıyım ben. Zamanın eline tutuşturduğum kum saatinin içinde kendimi ters düz ediyorum. Kafamın içindeki düzene uymayan her şey, tükürük bezlerimi kurutuyor. Hayatın, beni eksiksiz yapmaya çalıştığım şeylerle hatırlamayacağını biliyorum.
Bir kelebek olduğumu hatırlayabilirim.
Bir kelebek olduğumu hatırlayabilirim.
Bir kelebek olduğumu hatırlayabilirim….
Bugün uçabilir, yarın yine düşebilirim…
Tüm kelebekler ölür, sen uçmayı hatırla!